14-02-2019 FUTBOL

''Hakemlik aşırı stresli bir iş''

28 Eylül 2015 tarihinde Kasımpaşa-Rizespor maçının sonunda canlı yayına çıkarak maç sırasında yaptığı yanlış kararlar dolayısıyla özür dileyen ve mesleği bırakan eski üst klasman hakemi olan ve şuanda beden eğitimi öğretmenliğinin yanı sıra Fanatik gazetesinde köşe yazarlığı yapan Deniz Çoban ile hakemlik mesleğini tüm boyutuyla konuştuk. Süper Lig'de birçok maç yönetmiş olan eski üst klasman hakemi Deniz Çoban, hakemlik deneyimlerini ve anılarını 48spor.com'a anlattı.

''Hakemlik aşırı stresli bir iş''

28 Eylül 2015 tarihinde Kasımpaşa-Rizespor maçının sonunda canlı yayına çıkarak maç sırasında yaptığı yanlış kararlar dolayısıyla özür dileyen ve mesleği bırakan eski üst klasman hakemi olan ve şuanda beden eğitimi öğretmenliğinin yanı sıra Fanatik gazetesinde köşe yazarlığı yapan Deniz Çoban ile hakemlik mesleğini tüm boyutuyla konuştuk. Süper Lig'de birçok maç yönetmiş olan eski üst klasman hakemi Deniz Çoban, hakemlik deneyimlerini ve anılarını 48spor.com'a anlattı. 

 

Hakemliğe nasıl başladınız?

 

Hakemliğe Manisa’da başladım. Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulunda okuyordum. Futbol oynuyordum o zaman amatör olarak. Hiç öyle hakem olayım gibi bir niyetim yoktu. Kurs açıldığını duydum, bir katılalım faydası olur dedim. Hakemlik o kadar farklı bir şey ki bir içine girince bir daha çıkamıyorsunuz. 96 yılında bu zamana kadar birçok defa denemişimdir hakemliği bırakmayı ancak hiç bir zaman bırakamadım. Tamamen tesadüf eseri açılan bir kursla 1996 senesinde başladık bir daha bırakamadık.

 

Hakemliğin artıları-eksileri nelerdir?

 

Bir kere maddi olarak büyük bir kazancı var. Benim öğretmenlikten elde ettiğim gelirin kat kat fazlısını kazanıyordum. Onun dışında hangi işim olursa olsun, tanınan birisi olduğum için sıkıntı yaşamıyorum. Mesela devlet dairesine gidiyorum, çözülemeyecek bir işim var, birisi tanıyor yardımcı oluyor. Aynı güzellikleri ailemde yaşıyor. Bir restoranda, kafede insanlar ilgi gösteriyor. Bunun dışında spordan kopmamış oluyorsunuz.

 

Eksileri ise, aşırı stresli bir iş. Maçın olacak mı olmayacak mı? Maç gelir, maçı nasıl yöneteceğim? Nasıl seyahat edeceğim? Hangi otelde kalacağım? Maçtan döndünüz, bir hata yaptınız, merkez hakem kurulu ne diyecek? Basında ne yazacaklar? Yolda gören insan ne diyecek? Bunun dışında özel hayatınızdan ödün vermeniz gerekiyor. Ben evliyim 2 tane çocuğum var. Ben onların hiçbir etkinliğine katılamadım. Okuma bayramlarıdır, mezuniyetleridir, özel geceleri falan, hiçbirine katılamıyorsunuz. Mesela çocuğumun okuma bayramı vardı, çokta güzel bir rolü vardı. Çocuğum oturdu ağladı, ‘baba yinemi gelemeyeceksin’ diye, ama gidemedim, Elazığ’da maçtaydım. Ayrıca artık ünlü birisi olduğunuz için rahat hareket edemiyorsunuz. Mesela canım simit çekiyor alıp ta yiyemiyorum insanlar arkamdan ne diyecek diye. Böyle sıkıntıları var, ama bence artıları eksilerinden daha ağır basıyor.

 

Hakemlik herkesin yapabileceği bir meslek mi, yoksa özel yetenekler gerektiren bir meslek mi?

 

Hakem olabilmek için eğitimin ve yaşın dışında bir şart yok. 18 yaşını doldurmuş, 26 yaşını geçmemiş, lise okuyan veya bitirmiş herkes hakem olabilir. Onun dışında sabır, çalışma isteyen, hiçbir zaman yılmaman gereken bir iş. Bir sürü olumsuzlukla karşılaşacaksın, hak ettiğini düşüneceksin klasman yükselemeyeceksin, iyi çalıştığını düşüneceksin hak ettiğin maçları alamayacaksın, iyi maç yönettiğini düşüneceksin gözlemciden iyi not alamayacaksın. Bunlarla mücadele edebilirsen ve maç esnasında dışarıdan gelen tepkilere kulağını tıkayabilirsen başarılı olabilirsin. Mesela biz çok yaşadık, bir hakem arkadaş maç yönetiyor, tribünden birisi küfür etmiş, tel örgüden atlıyor gidiyor onunla kavga ediyor. Yani bu olacak iş değil.

 

Hakemlik yapacak birisi mutlaka futbola önceden ilgi duymuş ve bir takımın taraftarıdır. Bu ileride bir sıkıntıya yol açıyor mu?

 

Ben çocuk yaştan itibaren futbola çok meraklıydım. Sadece ben değil, hakem arkadaşlarımızın hemen hemen tümü böyledir. O takımın maçına da gitmiştir, tribünde tezahüratta etmiştir, formasını da giymiştir, maçını izlerken heyecanlanmıştır. Bunların hepsi olmuştur. Ama belli bir seviyeye gelince, o tuttuğun takımın maçını yönetince, bunların hepsini bir kenara atabiliyorsun. Ben bunu yaşadım mesela. O güne kadar o takımın başarısından kendine bir mutluluk çıkartıyordun ama artık o sahaya çıktığın zaman sen varsın. Sen o takıma duyduğun sevgiyi sahaya yansıtırsan, sen başarısız olacaksın ki kişide öncelikle kendi mi başarılı olmak ister tuttuğu takımın mı başarılı olmasını ister? Ben şahsen kendimin başarılı olmasını isterim. Ki ben eskiden geçmişte böyle hisler duyduğum takımın da 8-10 defa maçına cıktım. Bu da hakem olarak. İlave 4. hakem olarak çok daha fazla cıktım. O maçlarda o takım benim için hiçbir anlam ifade etmiyor artık. Diğer hakem arkadaşlar için de aynı şeyin olduğunu düşünüyorum. Çünkü herkesin gözü senin üzerinde, herkes seni takip ediyor, en ufak hatandan neler çıkarıyorlar. Sen ister misin ki bir hata yapıp bu şekilde ağır eleştirmelere maruz kalmayı? İşe bir de maddi yönden bakın. Sonuçta biz bu işe, bu sıkıntılara maddi sebeplerden dolayı katlanıyoruz. Mesela benim başıma gelmişti bir kere. Bir hata yapıp 8 - 9 hafta maç alamadım. Neredeyse iki aylık para alamadım. Yani bu meslek öyle boyutlara geldi ki eşim çocuklarıma takım forması giydirmiyordu, benim zarar göreceğimi düşünerek . Ama ben söylüyorum bırak giysin çocuklar diye, yani benim yüzümden onlar çocukluğunu yaşayamayacak mı? İnsanlarda böyle alışsınlar artık.

 

Hocam hemen hemen her hakemin başka faal bir mesleği oluyor, sizde dâhil. Bunun sebebi nedir? Hakemlikte bir gelecek mi göremiyorsunuz?

 

Geçmiş yıllarda hakemlik Türkiye’de profesyonel değildi. Şu anda profesyonel....Yani herkesin bir işi var, hakemliği hobi için, ek gelir için yapıyordu. Amatör hakemlikte maç yönettiğimiz sürece para kazanıyoruz. Mesela yarınki maçtan önce sakatlandınız. Hiçbir güvenceniz yok. Ya da bir maçta hata yaptınız 5-6 hafta maç vermiyorlar. Bu süre zarfında para kazanamıyorsunuz. Sonra üst klasman hakemler için üst sınır yaşı 45. Bu yaştan sonra hakemlik yapamıyorsunuz. O yüzden sosyal haklarınızın olduğu, ileride bir güvenceniz olduğu, aylık sabit bir kazancınızın olduğu bir işiniz daha olması lazım. Şimdi ise profesyonel hakemlik var. Profesyonel hakemler artık aylık maaş alıyor.

 

Dolu statlarda maç yönetmek daha mı zor oluyor?

 

Bir hakemin sahaya çıktığı zaman isteyeceği tek şey atmosferin, tam maç atmosferi olmasıdır. Bir defa oynayan iki takımında hedefinin olması lazım. Bazı maçlar oluyor takımlar ne küme düşmeye ne de şampiyonluğa oynuyorlar. Hakemler öyle bir maçı yönetmek istemez. Hakemler tribünlerin dolu olmasını ister. Stadın o doluluğuyla nasıl futbolcu motive oluyorsa hakemlerde öyledir. Bazı yorumcularda diyor ki, ‘hakem atmosferden etkilendi.’ Ben atmosferden etkilenmediğimi düşünüyorum. Diğer hakem arkadaşlarımda öyle söylüyor.




Etiketler : futbol
HABERE YORUM YAZIN

DİĞER FUTBOL HABERLERİ
Çok Okunan Haberler