16-08-2017

ÜLKE FUTBOLUNUN MARKA DEĞERİNDE TARAFTARIN ROLÜ NEDİR?

Süper Kupa Finali ve öncesinde Türkiye Kupası Finali ile 1.Lig Play Off Finalinde yaşanan olaylar neticesinde Göztepe ve Beşiktaş sezonu seyircisiz açarken, gelecek hafta da Konyaspor seyircisiz iç saha serisine başlayacak.

 

Seyircilerin nedense Avrupa maçlarında bu tarz şiddet olayları anlamında sesi çıkmazken, en tepedeki Süper Lig’den en alttaki lige kadar maşallah herkes bir kabadayı oluyor. Sahaya girmeler, yanıcı/patlayıcı maddeler, ne ararsanız bizde! Bu aslında bir şekilde kendimize saygımızın da olmadığının göstergesi oluyor. Evet, federasyonun ülke futbolunun marka değerini doğru ve kapsamlı bir şekilde yansıtamadığını düşünüyoruz ama bizim de taraftar olarak bunu dile getirebilmek için öncelikle kendimize bakmamız gerekiyor. Gündelik hayatımızda yaşadığımız gerginlikler, olumsuzluklar, hayal kırıklıklarının dışavurumu haftada 1 kez gittiğimiz spor müsabakaları olmamalı. Çünkü bununla sadece kendimize değil, tanıdığımız ya da tanımadığımız bizimle aynı ortamda maça gelenleri de zor durumda bırakıyor ve kötülük yapıyoruz.

 

Çocuklarımızı küçük yaştan itibaren, ileride özgüvenlerinin yüksek olması için spora ya da sanata yönlendiriyoruz. Yeteneklerinin ortaya çıkmasını ve geliştirmesini, buna bağlı olarak karakterini şekillendirmesini sağlıyoruz. Peki, bu şiddet ortamında kim çocuğunu spor müsabakalarına götürür ya da spora yönlendirir? Muğlamızda bile maçlarda kendi aramızda zaman zaman küçük çaplı da olsa gerginlikler nadiren olabiliyor. Bunun üst liglerdeki gibi her hafta olduğunu ve sürekli cezalar aldığımızı düşünsenize? Hem şehrin halkının takımına olan konsantrasyonu bozulur ve desteği azalır hem de çocuklarını zamanla bu kaos ortamında bulundurmak istemeyecekleri için maçlara getirmeyecekler. Ya da gelen genç nesiller ileride bu şiddet ortamının verdiği alışkanlık ile onlar da bu düzene uyacaklar.

 

Artık taraftar olarak bazı şeyleri değiştirmek için bizim de ön ayak olmamızı gerektirecek durumlar var:

  1. Küfür artık son bulmalı: Unutmayalım, maçı sadece biz izlemiyoruz. Çocuklar da geliyor kadınlar da. Maçlarımızda daha fazla seyirci çekmek istiyorsak bu ortamı oluşturmak bizim elimizde.
  2. Maça gelirken stadyuma girmesi yasak maddeleri, arabanızda ya da evinizde bırakın. Bir çakmak için polislerle anlamsızca gerginlik yaşayanları gördüm.
  3. Maçlara sadece stres atmak için değil tuttuğumuz takımı desteklemek için gidiyoruz yani bizimle birlikte aynı armaya gönül veren insanlarla bir arada oluyoruz. Dolayısıyla bu durum aslında stadyumlarda sadece kendimizden değil yanımızdaki insanlardan da bizi sorumlu tutuyor. Stadyuma zarar veren, küfür eden insanları uyarmak bu noktada herkesin görevidir. O kişinin yapacağı bir eylem için maalesef tüm tribün için ceza olabiliyor.

 

Ülke futbolunun kalitesi ve marka değeri birkaç unsurdan değil, içinde taraftarların da olduğu oldukça fazla noktalardan oluşuyor. Dolayısı ile beğenmediğimiz ve yetersiz gördüğümüz marka değerini yükseltmek için bizim de sorumluluklarımız olduğunu unutmayalım.




Diğer Yazıları
Çok Okunan Haberler