01-03-2016 FUTBOL

DERBİ GİBİ DERBİ

Dün akşam beklediğimiz gibi bir maç izledik. Gerçekten kıran kırana bir mücadele yaşandı. Futbol anlamında her şeyi içinde barındıran bu 90 dakikayı bize yaşatan takımlarımıza yürekten teşekkür etmeliyiz.

DERBİ GİBİ DERBİ


   Maç öncesi değerlendirmelerimin gerçekleştiğini görmek, beni de ayrıca mutlu etti. Düşündüğüm gibi güzel bir futbol şöleni ve kaybetmemek için kendi futbolundan uzaklaşan bir Beşiktaş izledik. Fenerbahçe ise Kadıköy’de alışkın olduğu savunma güvenliği yüksek oyunla, galibiyete gitti.
   Beşiktaş’ın kaybetmesindeki en önemli sebep kazanmak zorunda olmamasıydı. Fenerbahçe ise kaybetmesi halinde şampiyonluktan kopacaktı. Bu yüzden kazanmak zorundaydı. İstediğini güçlü bir oyunla, tabiri caizse eze eze aldı.
   Vitor Pereira’ya değinmek gerekirse, maçtan önceki Nani-Alper tercihi beni çok şaşırttı. Bu maçta böyle bir değişikliği denemek bir çılgınlık gibi görünüyordu. Ama Pereira’nın ne kadar doğru bir hamle yaptığını, maç içinde hepimiz gördük. Alper çok etkiliydi.
   Van Persie’yi 90 dakika oyunda tutması da şaşırtıcıydı. Belki yaşanan sakatlıktan dolayı böyle bir tercih yapmak zorunda kaldı. Ama yine de Van persie ardı ardına İkinci 90 dakikasını, 4 gün arayla oynadı. Yıldız oyuncuyu hazır görmek sevindirici.
   Beşiktaş penceresinden bakarsak yenilginin yanında, oynanan oyunda bir hayal kırıklığıydı. Alışık olduğumuz üstün oyunu hiç göremedik.
   Burada Şenol Hoca’yı suçlayamam. Kendisi oyuna yaptığı müdahalelerle ibreyi hep kendi takımına doğru çevirmesini bildi. Ama Pereira, Şenol Hoca karşısında boş kalmadı. İyi ve zamanında karşılıklarla skorun beraberliğe gelmesinin önüne geçti.
   Sonuçta Fenerbahçe, iyi de bir oyunla kazandı. Şampiyonluk yarışının kızıştığını söylemek lazım. Futbolseverler için güzel bir haber. Lig sonuna kadar sürecek bir yarış izlememiz olası. 
Volkan’lar Patladı.
   Maçın kaderine Pereira’dan sonra, en fazla etkisi olan isimler herhalde; Volkan Şen ve Volkan Demirel. Gerçekten ikisi de muhteşem bir maç çıkardı. 
   Volkan Şen çıkana kadar maçın en iyi oyuncusuydu. Özellikle ilk yarıda baskılı dönemde çok etkiliydi ve fit göründü. Attığı golde yaptığı işlerin ödülü oldu.
   İkinci yarının başlaması ile beraber Beşiktaş etkili olmaya başladı. Bu baskılı dönemde, Volkan Demirel sahneye çıktı. Belki de maçın beraberliğe gelmemesinin, Fenerbahçe adına kahramanıydı. Takımının aksadığı nadir dönemlerde, kurtarışlarıyla arkadaşlarını ipten aldı. Hırsıyla takımı ateşledi. Kadıköy’de derbi kaybetmeyen kaleci unvanını, hakkıyla korumayı sürdürdü.
   İki Volkan’da gösterdikleri performans ile maçın en önemli isimleri oldular.
Güzel Oyun
   Maçta gerçekten güzel bir oyun vardı. Futbol adına her şey vardı. Derbi gibi bir derbiydi. Şanına yakışır, bir maç izledik.
   Durum böyleyken hakem değerlendirmelerine girmeye ne gerek var. Elbette ki hatalar yaşandı ve bu dünyanın her yerinde var. Maçta böyle güzel bir futbol varken, bu konuları ön plana çıkarmak bence kötü niyetlilik olur.
   Cüneyt Çakır’ın yaptığı hatalar olsa da, maça büyük bir etkisi olmadı. Karşılıklı iki takım adına da hataları oldu. Yani taraflı değildi. Kötü niyetli değildi.
   Zaten dünyanın en iyi hakemleri arasında ismi sayılan, bir kişiden böyle bir tavırda beklenemezdi. Beklemekte komplo teoriciliğinden başka bir şey değildir.
   Bu yüzden böyle bir maçta hakemi konuşmayalım. Futbol adına konuşulacak bu kadar güzel şey varken, bunu yapmayalım. Güzel futbolun seyrine dalalım yeter.
   Futbol böyle daha güzel…

 




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER FUTBOL HABERLERİ
Çok Okunan Haberler