28-04-2020 HENTBOL

Devlet Sporcusu Ayşenur Çankaya; ''Sahalara çıktıkça cesaretim sınırı aşıyordu''

Genç yaşına rağmen oldukça başarılı bir spor hayatının yanı sıra, hem antrenörlük hem de kulüp başkanlığı yapan Muğla'da devlet sporcusu unvanına sahip tek isim olan Milli sporcu Ayşenur Çankaya ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Devlet Sporcusu Ayşenur Çankaya; ''Sahalara çıktıkça cesaretim sınırı aşıyordu''
Genç yaşına rağmen oldukça başarılı bir spor hayatının yanı sıra, hem antrenörlük hem de kulüp başkanlığı yapan Muğla'da devlet sporcusu unvanına sahip tek isim olan Milli sporcu Ayşenur Çankaya ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
 
Küçük yaşlarda yaşadığı işitme kaybı sonrasında spora olan sevgisiyle tüm engelleri aşan Çankaya, futbol ile başladığı spor yaşantısına hentbol ile devam ediyor. Her iki branşta da Milli Takım forması giyerek şampiyonluklar yaşayan Ayşenur, Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü'nde hem sporcu, hem antrenör hem de başkanlık görevlerini başarıyla sürdürüyor.
 
İşte Ayşenur Çankaya ile yaptığımız keyifli söyleşi...
 
Biraz bize kendinden bahsedebilir misin? 
 
Merhabalar, ben Ayşenur Çankaya, 1 Ocak 1997 Sandıklı doğumluyum. 12 yıldır futbol oynuyorum. 5 yıldır Milli futsal ve futbol Milli Takımı sonrası 1,5 yıldır ise Milli hentbol takımındayım. İlk ve orta okulumu Sandıklı’da tamamlarken ortaokul sonuna kadar futbol hastası olduğumu bilmeyen yoktu. Bunun üzerine sporsever olduğumu hisseden beden eğitimi öğretmenim Esra Çapa, yeteneğimi yürütmem için Isparta Spor Lisesi'ne yönlendirdi. 2011 yılında Isparta Spor Lisesi mülakatlarına hazırlanarak sınavı başarıyla geçtim. Spor lisesine başlarken kafama koyduğum hedef beden eğitimi öğretmenliğiydi. Eğitimimi devam ettirdim ve 2015 yılında okul ikincisi olarak mezun oldum.2016 yılında hedefim olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi (Beden eğitimi ve spor öğretmenliği) bölümünü kazandım. Üniversite zamanı hem milli takım kampları hem okul sınavları derken çok zorlu süreç yaşadım. Fakat hep sabırla, hep azim ve hırsla 2019 yılında üniversiteden mezun oldum. Şuan Muğla’nın Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü'nün başkanlığını yapıyorum. Ayrı zamanda erkek futbol antrenörlüğünü yürütürken, bayan futbol ve bayan hentbol takım kaptanlığını yapıyorum.
 
Futbol, futsal ve son olarak hentbolda önemli başarılar yakaladın. Spora ilgin ne zaman başladı? Futbola nasıl ilgi duydun ve nasıl profesyonelleştin?
 
Evet, spora ilgim 4 yaşında başladı.  Futbola ilgim ise çok farklıydı. Her şey abimle başladı, abim her okul çıkışları bahçede arkadaşlarıyla futbol maçı yaparlardı. Bende izlerken merak sardım ve kızsın olmaz deselerde inat ederek oynamakla ısrar ederdim. Sonra abimin beni yanına almasıyla futbolu öğrenmem bir oldu ve abimle sabah-akşam demeden her gün mahalle maçı yapardık. 6 yaşımda anaokuluna başladığım süreçte İşitme kaybımı hissettim, duymamaya başladıkça ailem bu durum üzerinde birçok araştırma ve tedavi yollarına başvurmuş olsada sonuç işitme engelli olarak hayatımı sürdürmekti. Buna rağmen ailem duymamı sağlamak için işitme cihazı almaya karar verdi. Ne kadar üzülmüş olsam da içimdeki futbol zevki her üzüntüyü aşıyordu. Çok farklıydı ve güzel yerlere gelme hissi duyma kaybımdan sonra artarak bu süreç lise yıllarına kadar sürdü. Spor lisesine başladığımda Futbol Sorumlusu Oğuzhan Yalçın hocam sayesinde fark edilip, hafta içi okul idmanları yetmemiş gibi hafta sonları dahil dağ koşuları yapardık. Bana futsalı öğretip, eğittiği bu süreçte kendime olan güvenim  arttı. Sahalara çıktıkça cesaretim sınırı aşıyordu ve artık bir kulüpte lisanslı sporcu olmam gerek diye  karar vermiştim. Düzenli çalışmalar sonucu kendimi daha da geliştirerek 2014 yılında Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü'ne ve ardından Milli Takıma girmeyi başardım.
 
İlk futbol lisansını hangi kulüpten aldın? Yanılmıyorsam bir Kayseri kulübüydü. Futbolcu olmak istediğinde ailen bunu nasıl karşıladı?
 
Evet, ilk futbol lisansım 2014’te İşitme kaybımdan dolayı İşitme Engelliler Futsal Milli Takımı hazırlık maçı yaptığımız Kayseri Kılıçaslan Yıldızspor’un antrenörünün beni beğenmesiyle lisanslı sporcu olmam için istemesi sonucunda ilk lisansım Kayseri’de çıktı. Isparta’da okuduğum için Kayseri’de gidip gelmek zordu. Ailem biraz olumsuz düşünmüş olsa da içimdeki futbol sevgisini bırakamazdım. Olumsuzluklara rağmen dinlemeyip maçlara gidip, gelmiştim ki sonrasında karışmayarak kararıma saygı duydular. 
 
Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü'ne ne zaman transfer oldun? Transfer olma sürecin nasıl gelişti?
 
Lise yıllarında okullar arası futsal şampiyonasında Fatih Özev diye bir arkadaş, maç sonrası yanıma gelerek işitme cihazı kullandığımı ve çok iyi sporcu olduğumu söyleyerek Türkiye genelinde duyma engeli olan sporculara ait kulüplerin olduğunu, oraya gitmemi söyledi. Hayatımda ilk defa böyle bir şey duymuştum ve onunla tanışmamız sonucu tercihleri arasında Muğla Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü'nü seçmiştim. Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü benim için çok farklı ve mucize gibi bir şey oldu. İşaret dili bilmediğim için onun aracılığıyla Muğla’ya gelerek antrenman değerlendirmesi sonucunda ilk transfer sözleşmemi imzalayarak Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü olarak ilk müsabakaya katıldım. Karşıma çıkan tüm zorluk ve başarılar bu kulübe transfer olma sürecinde başlamıştı. 
 
 
İşitme Engelliler Kadın Futbol Milli Takımı ile 2015’te dünya dördüncülüğü, 2017’de olimpiyat beşinciliği ve Avrupa Futbol Şampiyonasında dördüncülük yaşadın. İlk Milli Takım davetini ne zaman aldın? Bu kadar önemli başarılara imza atacağını düşünmüş müydün?
 
İlk Milli Takım başarımı 2014 yılında Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübüyle katılmış olduğum Türkiye Futsal Şampiyonası'nın sonrasında maçları takip eden Milli Takım antrenörleri tarafından form doldurularak kamplara davet edildim. Süreç geçtikçe her şampiyona sonrası Avrupa şartlarına göre futsal veya futbol olarak kamplara davet ediliyordum. Bu kadar başarıya imza atacağımı hissediyordum. Çünkü hayallerimden birisi ''işitme engelli olabilirim ama bu futbolcu olmama engel değil'' diyerek verdiğim karar ve hedeflerim doğrultusunda başarıya ulaşacağıma inanıyordum.
 
Kaç yıldır futbol oynuyorsun? Futbolu bırakıp, hentbola geçiş yapma fikri nereden geldi?
 
12 yıldır futbol oynuyorum, 2017 yılında Olimpiyat öncesi Futbol Milli Takımı teknik direktörümün Muğla kulübüyle anlaşamaması ve o kulübün sporcusu olduğum için sebepsiz yere Milli Takım'dan çıkarması sonucunda istifa ederek, bugünlere kadar hedeflediğim ''Devlet Sporcusu'' unvanını almak için başka branşta mücadele ederek unvanı almaya karar verdim. O süreçte federasyonumuz tarafından ilk kez hentbol turnuvası kurulacaktı ve şansımı denemek için hentbola geçiş yaptım.
 
''Spor insana hedef koymayı, vazgeçmemeyi öğretir''
 
Futboldan sonra İşitme Engelliler Bayan Hentbol Milli Takımı’na da çağrıldın.  Hentbolda bu kadar çabuk yükselmeyi bekliyor muydun?
Evet, hentbol takımına girmek için antrenmanlara başladığım süreçte çok emek ve çok çalışma gerektiğini anladığımda biraz ortada kalmıştım. Ama hedef devlet sporcusu olmaktı. Kararımdan vazgeçmeyerek Türkiye Şampiyonası'na katılarak turnuva sonrası Milli Takıma davet edilmek bir mucizeydi. En önemlisi de hentbolda kısa zamanda bu kadar çabuk yükselmeyi hiç beklemedim. Ama mucize olan tek şey, kamp süreci boyunca farklı branşlı sporcular olmasına rağmen hentbolu temelinden başlayarak mükemmel bir şekilde gelişim sağlayan Hentbol Milli Takım teknik direktörümüz Şenay Bağdatlı hocamıza ne kadar teşekkür etsem azdır. Bana sanki içimde yıllardır hentbol oynamış gibi bir hissi kazandırmasıyla başarıyı yakalamak nasip oldu.
 
Brezilya’da Dünya İşitme Engelliler Hentbol Şampiyonası'nda dünya 2’nciliği elde etmiştin. O başarı nasıl geldi?
 
Bu başarı tamamen ilk kez hentbol branşı kurularak, Dünya Şampiyonası'na odaklanan, tüm zorluklara rağmen pes etmeden bize cesaret kazandıran Şenay Bağdatlı hocamız ve diğer antrenörlerimizle, takım arkadaşlarımızla birlikte gösterdiğimiz azim, hırs ve mücadele sonucunda geldiğini eklemek isterim.
 
Hem futbol ve futsal hem de henbolda İşitme Engelliler A Milli Takım seviyesine yükseldin. Senin gibi farklı branşlarda A Milli Takım seviyesine ulaşmış başka sporcular var mı?  
 
Evet, futsal ile başlayarak, zamanla futbol ile gelişirken, hentbol ile başarıya ulaşmak bambaşka bir şey oldu. Şuan Türkiye genelinde iki branş arasında değişim yaparak ve başarıyı yakalayan birkaç sporcu var diye tahmin ediyorum. 
 
Sosyal medya üzerinden ulaştığın işitme engelli sporcuları bir araya getirerek kulüp bünyesine kazandırıyorsun. Sporcuları nasıl ikna ediyorsun?
 
Üzerinde yaptığım en zor çalışmalardan birisiydi. Burada amacım, ben işitme engelli bir birey olarak pes etmek yerine mücadeleyi seçmekle güzel şeylere imza atarak taşıdığım gurur anlatılmazdı.Bunun üzerine bende engelli kardeşlerimizi spora yönlendirerek gerek sporu gerek hayattaki hedeflerine ulaşmak için, sonuna kadar pes etmeden mücadele etmelerini sağlamak amacıyla araştırma başlatmıştım. Sporcular genelde il dışında olduğu için ulaştığım kişilerin bilgilerini alarak İstanbul, Ankara, Bilecik, Eskişehir gibi birçok ile tek başıma giderek aileleri ile yüz yüze görüşerek her şeyi detaylı açıklama, soru-cevap sonucu içlerindeki korkuyu gidererek,  izinlerini alarak, sporcuları kulübe, ardından Milli Takıma kazandırdım. Bugünlere kadar çeşitli branşlarda 17 sporcumu Milli Takıma kazandırarak gerek üniversite kazanarak, gerekse iş hayatlarında bir yol seçerek, başarılarını duymak bile bana yeterliydi. Peki çalışmaları bıraktım mı? Hayır daha fazla işitme engelli kardeşlerime ulaşmak için de çalışmaya devam edeceğim.
 
 
''Her şey bir mucize diyebilirim''
 
Geçtiğimiz aylarda Devlet Sporcusu unvanı aldın ve Muğla’nın bu ünvanlı tek sporcususun, bu süreç nasıl gelişti?
 
Evet, 2018 yılında Brezilya’da düzenlenen Dünya Hentbol Şampiyonası'nda ilk kez katılarak Türkiyemizi en iyi şekilde temsil etmek için verdiğimiz söz karşısında, inanç ve mücadeleyle Dünya ikincisi olarak aldığımız büyük başarı sayesinde Devlet Sporcusu unvanına sahip oldum, ve bu süreç içerisindeki her şey bir mucize diyebilirim.
 
Genç yaşına rağmen Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü'nün başkanlığını yürütüyorsun. Hem aktif sporculuk hem de başkanlık ikisini birlikte nasıl sürdürüyorsun? Zor olmuyor mu?
 
Herkesin de merak ettiği tek soru bu, fakat dediğim gibi bugünlere kadar yakaladığım ve imza attığım her bir başarı Muğla Ortaca İşitme Engelliler Spor Kulübü'ne gelmemle başladı ve bu başarılar karşısında Allah nasip ettikçe benim için bu kulübe hizmet etmek bir onur ve şereftir. İşimi severek yaptığım için hiçbir zorluğu hissetmiyorum.
 
''Desteksiz kaldığını düşünüyorum''
 
Muğla ve Türkiye genelinde  işitme engelli sporculara gerekli desteğin verildiğini düşünüyor musun?
 
Türkiye genelinde illere göre değişiklikler olabiliyor. Bazı iller her zaman kapı açarken, bazı iller işitme engelli sporculara kapıyı kapatıyor. Fakat Muğla ilimize bakarsak başarılı sporculara değer verilmediğini, desteksiz kaldığını düşünüyorum. Çünkü 5 yıllık süreçte buradayım ve gerek kendim, gerek başka sporcularımız, normal bireylerden bile üstün başarıyı elde etmesine rağmen görmezlikten gelinen birçok duruma rastladım. Ama ben sadece zorlu süreçte yanımızda olan birkaç makama sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Bu konuda fazla detaya girmek istemiyorum.
 
''Hedeflerimin %90’una ulaştım''
 
Gelecek hedeflerinde neler var? ''En büyük hayalin'' nedir?
 
Bugünlere kadar hedeflerimin %90’una ulaştım sayılır, şuan başkanlık görevim devam ettiği süreçte kendimi dahada geliştirerek İşitme Engelliler Futbol Milli Takım antrenörlüğünde görev almak ve de İşitme Engelliler Federasyonu'nda yer almayı hedefliyorum.  En büyük hayalim ise; Beden eğitimi öğretmeni olarak, işitme engelli çocukları spora yönlendirmek ve benim geçtiğim yolların onlara örnek olmasını sağlamak.

Röportaj teklifimizi geri çevirmediğin için teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğin bir şeyler var mı?
 
Spor insana hedef koymayı, vazgeçmemeyi öğretir. Kısaca tüm zorluklar karşısında ayaklarınızın üzerinde durmayı ve kaçmak yerine çözüm üretmeyi öğretir. O yüzden engelli çocukları olan tüm ailelere söylemek istediğim, çocuklarınızdan engelli diye utanarak eve kapatmayın. Çocuklarınızı spora yönlendirin, onlar engellerini sporla aştıkça, özgüvenleri artacak ve kendi hayatlarını kurtarmak için mücadele edeceklerdir, unutmayın...Son olarak bu keyifli röportaj için teşekkürlerimi sunuyorum.
 

 

 

 

 

 

 




Etiketler : spor
HABERE YORUM YAZIN

DİĞER HENTBOL HABERLERİ
Çok Okunan Haberler