26-09-2016 BASKETBOL

''Ligde Misafir Değiliz''

TBL'in yeni ekibi Muğla Ormanspor’un başantrenörü Hamdi Burç Gürgen, takımın lige katılmasından başlayarak yaşanan süreci ve hedeflerini tbf.org.tr ile paylaştı.

''Ligde Misafir Değiliz''

Hamdi Gürgen, Muğla Ormanspor’un kadrosunu nasıl bir araya getirdiğini ve oyuncularını yeni sezon için nasıl hazırladığını anlatırken neden oldukça genç bir takım kurduğuna da açıklık getirdi. Antrenman temposundan oyuncular ile diyaloglarına dek birçok konuya içtenlikle değinen Gürgen, Muğla temsilcisinin ligde kalıcı olma hedefinin de altını çizdi.

 

“Oyuncularımızın Hepsi Kariyerlerinde Çıkış Arayan Sporcular”
-Muğla Ormanspor’un Türkiye Basketbol Ligi’ne dâhil oluşunun ardından kadronuzu şekillendirme süreciniz nasıl gerçekleşti?
Hamdi Gürgen: Sezon öncesinde TB2L’de mücadele etmek üzere kadromuzu kurmaya başlamıştık. TBF Yönetim Kurulu kararı ile Türkiye Basketbol Ligi’nde yer alabileceğimizin belli olmasının ardından transfer politikamızı değiştirmek durumunda kaldık. Yine de önceden transfer ettiğimiz oyunculardan bazılarını tuttuk, çünkü ben onları o ya da bu lig için değil; takım olmak adına ekibimde istiyordum. Kısa sürede TBL için kurduğumuz kadrodan çok memnunum, çocuklar çok iyi çalışıyorlar. Oyuncularımızın hepsi kariyerlerinde çıkış arayan sporcular. Çok da genç bir kadro kurduk, en tecrübeli oyuncumuz otuz yaşındaki Erhan Kocamış. Yabancı oyuncu tercihlerimizin de çok doğru hamleler olduğuna inanıyorum. Ayrıca takımın tamamen bir araya gelişi de çok yeni oldu. Tam takım 3 – 4 tane antrenman yaptıktan sonra hiç hazırlık maçı yapmadan Federasyon Kupası grup maçları için Antalya’ya geldik. Eylül başında Fethiye’de 10 günlük bir kamp yapmıştık ama orada eksiktik; genelde kısa oyuncularla çalışmıştık. Antalya’daki maçlarımız tüm oyuncularımızın katılımı ile sürerken her geçen gün üzerine koyarak gittiğimizi düşünüyorum.


 

-Federasyon Kupası grup maçlarında bazı oyuncularınızı neredeyse maçın tümünde sahada tuttunuz…
Hamdi Gürgen: Evet ama bu durumun biraz değişmesi gerekiyor. Öncelikle beş numaralı pozisyona takviye yapacağız. Ayrıca daha çok sahada kalması gereken oyuncularımız var, mesela 21 yaşındaki Emre Özkan. U20 Ümit Milli Takımda oynamıştı Emre ama takımda süre bulamazsa ligin dinamiklerine alışıp takıma katkı veremez. Öbür yandan Türk oyuncuların sene boyunca uzun dakikalar sahada kalması kaçınılmaz, bunu da baştan söyleyeyim. Derin bir rotasyona sahip değiliz neticede…


 

“Bizim Kadar Yüksek Tempolu Antrenman Yapan Takım Azdır”
-Oyuncularınızın bir hayli enerjik olması da size bu noktada büyük avantaj sağlayacak gibi görünüyor. Özellikle mi kariyerinde çıkış arayan oyuncular seçtiniz yoksa denk mi geldi?
Hamdi Gürgen: Ben özellikle böyle olmasını isterdim, ama denk de geldi tabii. Yarı yarıya diyebilirim cevap olarak. Antrenmanlarımızdan bahsedeyim enerjiden söz etmişken. İdman tempomuz çok yüksek. Bizim kadar yorucu antrenman yapan çok az takım vardır. Belki bir de Bandırma Kırmızı çok genç takım olduğu için benzer bir dinamiğe sahip olabilir. Ricky Harris antrenmanlara başladığının üçüncü günü bizden oksijen maskesi istedi. Kervin Bristol geldiği gibi ‘Bu tempolu antrenman değil, bu başka bir şey’ dedi. Türk oyuncularımız da ellerinden gelenin fazlası ile idman yapıyorlar.


 

-Takımın şu dönemde birbirine alışma sürecinin hangi aşamasında olduğunu söyleyebilirsiniz?
Hamdi Gürgen: Bu iyi mi kötü mü henüz kestiremiyorum ama çok iyi bir arkadaşlık ortamı oldu takımda. Herkes kısa sürede yakınlaştı ve güzel arkadaşlıklar kurdular. Maç esnasında geçen gün iki oyuncu arasında bir gerginlik oldu sadece, ama onun dışında takım toplandığından beri kimse kimseyle bir sıkıntı yaşamadı. Bu kısa vadede iyi gibi görünse de uzun vadede sıkıntıya da sebep olabilir. Henüz kötü günler görmedik, ama her takım gibi mutlaka göreceğiz; en basitinden maç kaybedeceğiz. Sıkıntılı durumlarda oyuncuların aralarındaki bu güzel arkadaşlıkların bozulmaması için çaba sarf etmeleri gerekecek.

 

-Sözünü ettiğiniz sıkıntılı günlerde kriz yönetimi adına sizin nasıl çözümleriniz olur?
Hamdi Gürgen: Bu soruya krizin ne olduğunu görmeden yanıt vermemin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Üst üste iki maç kaybettiğimiz zaman ne olur, şimdiden kestiremiyorum. Ben de oyuncuları daha yakından tanıyacağım, vakit geçtikçe onlar da beni daha iyi anlayacaklar. O zaman karşılaşma ihtimalimiz olan zor günleri rahatça atlatabilecek çözümleri doğal bir süreç halinde üreteceğiz.


 

“Birçok Takımdan Daha ‘Takım’ız”
-Sezon için takımınız adına neler öngörüyorsunuz, sizce Muğla Ormanspor’u neler bekliyor?
Hamdi Gürgen: Hedef maçlarımız olacak ve tam konsantrasyon ile onları kazanmaya çalışacağız. Bir Acıbadem Üniversitesi ya da Sakarya BŞB maçı bizim hedef maçımız olmayacak. Onları da yenersek tabii ki çok güzel olur ama o maçları kazanıp hedef karşılaşmamızda başarılı olamazsak bu planlarımızı bozar. Geç kurulan bir ekibiz, kadromuz kâğıt üzerinde birçok kadrodan zayıf görünebilir. Buna karşılık ben fikrimi söyleyeyim, birçok takımdan daha ‘takım’ız. Oyuncularımızın çoğu birbiri ile ilk defa oynuyor, buna rağmen yakaladıkları uyum nadir bulunur cinsten.

 

 

“Gençlere Sahada Çok Daha Fazla Şans Verilmesini İstiyorum”
-Takımlar genelde bir iki tane yaşça diğer sporculardan büyük, tecrübeli oyuncuyu kadrolarında arzu ediyorlar. Siz böyle bir yola gitmemişsiniz…
Hamdi Gürgen: Kuracağım takımın çok tempolu olmasını istedim, bu yüzden gençlere yöneldiğim doğrudur. Yine de tek sebep bu değil. Fazla idealist gözüyle bakılabilir bana ama ben gençlere sahada çok daha fazla şans verilmesini istiyorum. Oyuncularıma şöyle dedim: “Bu sene bu kulüpten belli bir para kazanıyorsunuz ama seneye daha fazlasını kazanmak için hep beraber çok çalışmanız ve doğru adımlar atmanız lazım”. Bireysel düşünmemeleri gerekiyor. Onlar da birbirlerini yukarı çekmek için çaba sarf ediyorlar. Genç takım olmanın zorlukları tabii ki var ama bence güzellikleri daha fazla…


 

-Sezon içinde maçlar kıran kırana geçiyor. Antrenmanlarınızda ikili mücadeleler noktasında genç oyuncularınızı nasıl şekillendiriyorsunuz?
Hamdi Gürgen: Maçlarda ikili mücadelelerde belli bir sertlik seviyesi var. Oyuncularımın etkiye tepki vermesini istiyorum ve antrenmanlarda çalışmalarımızı bu yönde yapıyoruz. Ben pek faul çalmam idmanlarda mesela… Pek de şekillendirmeye gerek yok diye düşünüyorum, oyuncu o reaksiyona doğru antrenman temposunda kendiliğinden sahip oluyor.


 

-Muğla, oyuncularınızın basketbola tam konsantrasyon ile bağlanmaları için de elverişli bir şehir gibi görünüyor. İstanbul’un kalabalığı, trafiği gibi bazı olumsuzluklardan uzaksınız…
Hamdi Gürgen: İstanbul konusunda bahsettiğin olumsuz dış etkenler konusunda haklısın, Muğla’da o açıdan problem yok. Öbür yandan tam konsantrasyon ile basketbola bağlanmalarını engelleyecek hiçbir şey yok da diyemem. Muğla, bir öğrenci kendi. Kötekli mevkiinde üniversite öğrencilerinin eğlenceli bir ortamı var, ben oyuncularımın oraya gitmesini istemiyorum mesela. İlk antrenmanda onlara söyledim, boş gün olmadığı takdirde oraya gitmeyin dedim.  Neticede üniversite çevresi, çok öğrenci var ve o öğrenciler profesyonel bir sporcunun sahip olması gereken disipline sahip olmak zorunda değiller.


 

-Öyle görünüyor ki oyuncularınızın saha dışındaki yaşamlarının performanslarını kötü etkilememesi için elinizden geleni yapıyorsunuz…
Hamdi Gürgen: Tabii, bu da bizim işimizin bir parçası. Neredeyse hepsinin evi aynı sitede Muğla’da. 12 oyuncunun 10 tanesi aynı sitede kalınca, arkadaşlık da ister istemez daha kuvvetli hale geliyor. Akşamları birbirlerinin evlerine kolayca gidebiliyorlar ki bu önemli bir lüks. Ayrıca Muğla küçük bir şehir, sporcularını da tanıyorlar, her işlerinde oyuncularımıza destek oluyorlar. Haliyle bu çocuklar nereye gitseler fark ediliyorlar, dikkatli de davranmaları lazım. Bence Muğla’da oynamak gerçekten bir nimet onlar için, basketbollarına rahatça yatırım yapmak için çok güzel bir yerdeler. Trabzon’da da çalıştım ben, orası da benzer özelliklere sahip ama oyuncu orada bunalabiliyor. Bence Muğla bir basketbol takımı için çok doğru bir şehir.


 

“Takımca Yemekteyken, Son Kişi Yemeğini Bitirmeden Masadan Kimse Kalkmaz”
-Peki, sizin oyuncularınız ile kurduğunuz yakınlığın derecesi nasıldır?
Hamdi Gürgen: Ben saha içinde çok mesafeliyimdir. Parkeye adım attığımız anda oyuncuyla aramızda belli bir mesafe vardır ve bu aşılmaz. Sahadan çıktığımızda ise oyuncu isterse bana kız arkadaşını, maddi problemlerini, ailevi meselelerini rahatça anlatabilir. Ben sormam, sıkıştırmam. Ama oyuncum bana anlatmak isterse onu can kulağı ile dinler ve yardımcı olmaya çalışırım. Bir de benim onlara değişik gelen yönlerim var. Örneğin takımca yemek masasında oturulduğu zaman ben son kişi yemeğini bitirmeden kimsenin o masadan kalkmasını istemem. Başlarda tuhaf geldi çocuklara ama şimdi alıştılar…


 

-Size alışmaları kadar sizin oyun sisteminize alışmaları, basketbolunuza adapte olmaları ne kadar süre alır sizce?
Hamdi Gürgen: Bence lig başladıktan sonra üçüncü ya da dördüncü maçımızda sistemimizi tamamen oturtmuş olacağız. O zamana kadar da kendi sahamızda maç kaybetmememiz gerekiyor.


 

-Lig sezonu öncesinde gerçekleşen Federasyon Kupası grup maçlarının da bu süreçte ciddi bir katkısı olmuş olsa gerek…
Hamdi Gürgen: Mutlaka öyle. Bu organizasyonun lig sezonu öncesine denk gelmesinin takımın eksiklerini görmemize ve gidermemize, maç temposuna alışmamıza ciddi bir faydası oldu. Oyuncuların saha içi karakterlerini öğrenmemize yardımcı olurken onların birbirleri ile iyice kaynaşmalarını sağladı Antalya’daki maçlar…


 

-Son olarak Muğla Ormanspor’un 2016 – 2017 sezonundan beklentilerini, hedeflerini sizden dinleyebilir miyiz?
Hamdi Gürgen: Ben bir hedef belirlemek için içinde bulunduğumuz zamanı çok doğru bulmuyorum. Hedef olarak ligde kalmak deriz, bir bakmışız play off oynuyoruz… Biraz zamana ihtiyaç var. Geç kurulan bir takım olarak ilk amacımız ligdeki ilk sezonumuzu kazasız belasız atlatmak. Son iki takımdan biri olup küme düşmedikten sonra play off potasında da olabiliriz, onuncu sırada da. Amacımız ligi bitirebileceğimiz en iyi yerde bitirmek olacak. Elimizden gelen neyse, en iyi şekilde yapacağımızdan herkes emin olabilir. Ligde misafir değiliz, kalıcı olmak istiyoruz. Yönetim kurulu başkanımız, bölge müdürümüz, spor il müdürümüz, menajerimiz bize o kadar çok destek oluyorlar ki bizim onlara karşı bir başarı borcumuz var. Hedef belirlemek için erken dedim ama hedefi olabilecek en yüksek noktada tutacağımızı söylemek yanlış olmaz.


 

Röportaj: Şansın Tokyay
Fotoğraf: Ahmet Tokyay




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER BASKETBOL HABERLERİ
Çok Okunan Haberler