09-03-2016 FUTBOL

PSİKOLOJİK SAVAŞ

Geçtiğimiz hafta ile beraber şampiyonluk yarışı iyice kızıştı. Yarışın içinde olan iki takım da güçlü galibiyetler aldı.

PSİKOLOJİK SAVAŞ

Derbi kaybetmiş ve kupadan elenmiş olan Beşiktaş, psikolojik olarak geri kalmış gözüküyordu. Bu hafta aldığı galibiyetle o psikolojiyi üstünden atmaya çalıştı. Zaten eksik maçları olması da, onları şanslı taraf yapıyordu.
   Diğer tarafta ise ligin ikinci yarısına iyi bir başlangıç yapan Fenerbahçe var. Avrupa’da alınan sonuçlar ve derbi galibiyeti kanaryayı psikolojik olarak üstün taraf yaptı. Sarı-lacivertliler Akhisar karşısında eleştirilen bir zeminde görevini yaptı ve 3-0 gibi net bir skor elde etti.
   Şampiyonluk mücadelesi veren iki takım da haftayı güçlü geçti. Ama yarış sonunda sadece bir takım bu ipi göğüsleyecek. Peki, bu hangi takım olabilir? Hangi takımın ne eksisi, ne artısı var?
   Bunu değerlendirecek olursak, şu an Beşiktaş bütün maçlarını kazanırsa şampiyon olacak. Yani matematiksel olarak üstün taraf.
   Ama üç kulvarda yoluna devam eden ve iyi bir seri yakalayan Fenerbahçe, psikolojik üstünlüğü ele almış durumda. Her kupada başarı parolası ile hedefe kitlenmiş ve inanmış haldeler.
   İki takım da çok iyi oyun ve neticelerle yoluna devam ediyor. Herkes Fenerbahçe’nin maç trafiği nedeniyle, yarışta geride kalacağını söylüyor. Ben buna ihtimal vermiyorum.
   Çünkü fazla maç oynamak, kötü bir olay değildir. Futbol ritim işidir. Bir takım ne kadar çok maç oynarsa, o kadar çabuk hatalarını giderir. Mükemmel oyuna o maçlarda bulduğu ritimle gider. Futbolculara sorsak; her hafta iki maç oynamayı, antrenman ve kamp dönemlerine tercih ederler.
   Bu sebeple çok maç oynamak avantajdır. Beşiktaş’ın ikinci yarıdaki düşüşünün de en büyük sebebi budur.
   Çünkü siyah-beyazlılar devre arası ve ertelenen maçları sebebiyle maç oynayamadı. Uzun süre maç oynayamayan takım, ritmini kaybetti. Bu durum da kartalın oyununu geriye götürdü.
   Beşiktaş yavaş yavaş ritim bulmaya başladı. Fakat az maç oynayacak olması, bunu engelleyebilir.
    Kadro değerlendirmesine girmeye gerek yok. İki takımın kadrosu da çok güçlü ve yeterli durumda. Ligimizin en iyi iki kadrosu olduğunu söylememiz yanlış olmaz. 
    Bu yarışta iki tarafta mutlaka puan kayıpları yaşayacaklar. Mücadelede daha çok git gel olacak. 
    Bu yarıştaki başka bir konu başlığıysa saha dışı meseleler. Misal Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, kurt bir başkan. Takımın üstündeki baskıyı hep boşa çıkarmasını bildi. Oyuncuları ve hocayı her zaman futbolun içinde ve rahat kafayla tutmayı başardı.
   Beşiktaş da böyle şeyleri deniyor. Başkan Fikret Orman zaman zaman takımın üstündeki baskıyı gidermek için, açıklamalarda bulunuyor. Ama bu konuda Aziz Başkan kadar başarılı olduğu söylenemez.
   Çünkü Fenerbahçe bir yönetim takımı. Pereira sadece takımdan sorumlu kişi. Herhangi bir yönetimle sürtüşme veya başarısızlıkta gözünün yaşına bakılmaz. Durum böyleyken Aziz Yıldırım’ın tecrübesini de düşünürsek, Fenerbahçe yönetimi bu baskıları çok iyi manipüle edebiliyor.
   Ama Beşiktaş’ın durumu çok farklı. Şenol Güneş tamamen sorumlu kişi. Baskıyı direk üstüne çeken adam. Bu kendisine verilen yetkilerin, getirdiği bir sorumluluk. Şenol Hoca’da ister istemez, üstündeki baskıyı takıma yansıtıyor. 
    Bu yapı Fenerbahçe’nin sıkıntılı dönemleri kolay atlatmasını sağlıyor. Beşiktaş’ta ise oyuncular bile, bu dönemlerdeki sıkıntıları yaşıyor. Basına verdikleri demeçler de bunu yansıtıyor. Bu hafta Gomez ve Oğuzhan’ın açıklamaları buna bir örnek.
    Bu değerlendirmeler ışığında, sanki Fenerbahçe bir adım önde gibi görünüyor. Bu durumda Beşiktaş’ın geçtiğimiz senelerdeki, son hafta performansları da etkili.
    Ama görünen şu ki yarış son haftaya kadar, kıran kırana sürecek…

 




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER FUTBOL HABERLERİ
Çok Okunan Haberler