TFF KULÜPLERİN HARCAMA LİMİTİNİ Mİ ARTTIRDI YOKSA TÜRK FUTBOLUNUN TEMELİNE YENİ BİR DİNAMİT Mİ YERLEŞTİRDİ?
Önder Onargan'ın Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı'nda yaptığı değişiklikler sonrasında kaleme aldığı yazı;
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı'nda değişiklik yaparak 2019-2020 sezonu için kulüplerin harcama limitlerindeki kabul edilebilir sapma tutarını yüzde 30'dan yüzde 40'a yükseltmesinin Türk futboluna ne getireceğini açıkçası çok merak ediyorum.
Bu durumun sadece belli kulüplerin menfaatine olduğu çok açık... Her ne kadar Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe gibi takımların yönetimleri de buna tepki gösterse de en çok onlara yarayacağı çok açık ortada. Sahiplik müessesesi ya da kurumsal yapısı kuvvetlenmiş Göztepe, Trabzonspor, Kasımpaşa gibi takımların, Finansal Fair Play çerçevesinde usulüne uygun davranmasının sanırım çok da bir önemi kalmadığı gibi en çok da işini doğru yapmaya çalışan bu takımlara tabiri caizse “ayıp” edildi. Peki, bu durumun gerekçesi neydi?
Yaklaşık 1 ay öncesine kadar bizzat TFF Başkanı Nihat Özdemir kendi ağzıyla, Finansal Fair Play’e uymayanlarının canının ciddi şekilde yanacağını söylememiş miydi? Ne oldu da dereyi geçerken at değiştirildi? Oyunun ortasında kural değiştirildi? Hangi takımlar bu yeni esnetmenin yapılmasıyla limit dışındayken limit içinde kaldı? Bunun gibi kafalarda oluşan onlarca soru var. TFF ise kolaya kaçtı ve tüm topu Kulüpler Birliği’ne attı. TFF’nin aldığı karar açıklaması ise şu şekildeydi;
2 Ağustos 2019 tarihinde ek sözleşmenin yapılmasının ardından naklen yayın gelirlerinin yüzde 13'ü geçen oranda azalması ve reel faiz oranlarının düşmesi sonrasında Kulüpler Birliği'nin talebi de değerlendirilerek;
1 - 2019-2020 sezonu için Kulüplerin Takım Harcama Limitleri'nde kabul edilebilir sapma tutarı yüzde 30'dan yüzde 40'a yükseltilmesine,
2 - Kurula başvuru halinde, Takım Harcama Limitleri belirlenirken kulüplerin son bilanço tarihindeki finansal kredilerine uygulanan TL - Libor+5 faiz oranı yerine güncel reel borçlanma faiz oranlarına göre finansman giderlerinin hesaplanmasına,
3 – Süper Lig’e yükselen kulüplerin Takım Harcama Limitleri'nin hesaplanmasında ise Süper Lig'i 7-15 sırasında tamamlamış takımların ortalamasının alınarak hesaplanması usulünün yanı sıra, bu kulüplerin Takım Harcama Limiti'ne esas gelir ve gider kalemlerini bağımsız denetim şirketi tarafından onaylanmış raporları ile kurula başvurmaları halinde talimatta ön görülen esaslara göre hesaplanmasına karar verilmiştir.
Dolayısıyla bu değişikliklerin karşı karşıya kalınan yeni şartlardan kaynaklı yapıldığı göz önünde bulundurulmalıdır.
İlgili maddelerin açıklaması öncesinde naklen yayın gelirlerinin düşüşünden bahsetmişler ki sezon öncesinde yayıncı kuruluşun ödediği rakamı düşürmek için nasıl bir kaos yarattığını unutmadan şunu da sormak lazım; ilgili yayıncı kuruluş dünya çapında bir yayın ağına sahip ve onlarca ligin yayın haklarını elinde tutarken acaba başka hangi ülkelerde aynı yola başvurdu? Ülke futbolunun giderek kalitesinin düşmesinde, bugünkü durumun temel nedenlerinden birisi midir? Kulüp yöneticilerinin tribünlere oynamasının, yapılan harcamaların dengesizleşmesine de bir etkisi var mı?
Soru soruyu doğuruyor ama şu bir gerçek; bu karar Türk futbolu için iyi olmadığı gibi kulüplerin teker teker satılıp, sahiplik müessesesine dönüşün ilk sinyalleri mi olacak hep birlikte göreceğiz.
ÖNDER ONARGAN
HABERE YORUM YAZIN
DİĞER FUTBOL HABERLERİ
Bodrumspor forması altında yeniden buluştular 
Muğlaspor kalesine Süper Lig tecrübesi 
Formaya Türk Bayrağı takma hakkı nasıl elde edilir?