02-03-2016 FUTBOL

YÖNETEMEMEK

Galatasaray kulübü Türk futbol tarihinin en önemli başarılarına imza atmış ve en değerli kulüplerinde birisidir. Ama bu sezon patlak veren krizlerin, camiayı ne hale getirdiği ortada.

YÖNETEMEMEK

Galatasaray’ın bugün içinde bulunduğu durum, geçmişten gelen hatalar zincirinin bir sonucu. Bir anda çözülecek gibi de gözükmüyor. Uefa’dan beklenen ceza, Avrupa’dan elenmesi, ligdeki durum her şey olabilecek en kötüsü gibi gözüküyor.
   Peki, Galatasaray gibi bir kulüp neden bu hale geldi?
   Bu sorunun cevabını aramak lazım. Ama biz yönetimdeki durumları, iç meseleleri pek bilemiyoruz. Kulüplerimiz şeffaf yönetilmiyor.
   Fakat görünen bir gerçek var. Galatasaray kötü yönetilmiş ve bu iş böyle de devam ediyor.
   Fatih Terim gibi efsane bir ismin nasıl gönderildiğini gördük. Sonra Mancini faciası yaşandı. Mali anlamda kulübün çöküşünü hazırlayan dönemdi diyebiliriz.
   Prandelli niye getirildi, hiç birimiz anlam veremedik. Kısa sürede de başarısız olup ayrıldı.
   Ardından Hamza Hamzaoğlu dönemi başladı. Yaşanan krizler, hocanın başarılı yönetimiyle bir anda rafa kalkıverdi. Sportif başarı, yönetim başarısızlığının üstünü örttü.
   Sonrasında yaşanan dönem Fatih Hoca’nın yaşadıklarına benzer bir hikâye. Hamzaoğlu’nun üç kupalı şampiyonluğu bile onu kurtaramadı. Yönetim onu kolayca harcadı.
   Yerine gelen Denizli’den şapkadan tavşan çıkarması istendi. Ama elindeki malzeme buna müsait değildi. Verilen birçok sözler gibi, transfer sözleri de yerine getirilemedi.
   Sonuçta Galatasaray, en iyi Türk menajerlerden birisi ve kendi tarihinde yer alan Mustafa Denizli’yi de yedi. Onu da kolayca taraftarının ve futbolcularının elinde oyuncak etti. Böyle saygı duyulası bir değere bile, üç ay gibi kısa bir süre katlanılabildi.
   Bu süreçte medyaya yansıyan olaylar durumun ciddiyetini bize gösterdi. Bir Sneijder gerçeği var ki, Sneijder’in menajerinin yorum yapmadığı ve karışmadığı olay kalmadı.
   Denizli’nin istifa süreci bile güzel yönetilemedi. Hoca istifa ettiğini maç sonrası söyledi. Başkan iki gün hocayla görüşmedi.
   Bu tablolar ışığında, gelecek için umut vaat etmeyen olaylar izledik. Sonuç olarak Mustafa Hoca’da, kulüpte çok yıprandı.
   ‘’İstanbul’da 5-0 yeneriz.’’ Diyen bir Denizli ve bunu başaran bir Galatasaray’dan; İstanbul’da beş stoperle savunan bir tabloya gelindi. Burada suçlu aramak, hedef göstermek bizim işimiz değil. Bunu yapmak doğru da olmaz.
   Biz sadece Galatasaray’ın neden bu halde olduğunu sorguluyoruz. Bu derece önemli bir kulübün getirildiği hale futbolseverler olarak üzülüyoruz.
   Taraftarıyla, futbolcusuyla, yönetimiyle, hocasıyla güçlü ve her kulvarda yarışın içinde bir Galatasaray görmek istiyoruz. Futbolu seven ve Galatasaray’ın Avrupa başarılarını izlemiş kişiler olarak tek isteğimiz budur.
   İnşallah bize bunu çok görmezler…
Ne Gerek Vardı?
   Fenerbahçe başarılı bir sezon yaşıyor. Üç kulvarda yarışın içinde. Bu başarının da mimarı Vitor Pereira.
   Derbi sonrasında kendisinin de dediği gibi ülkemizi Avrupa kupalarında temsil eden tek takımımız Fenerbahçe. Bu açıdan desteklerimiz Pereira’nın üzerinde.
   Oynattığı oyun ve yakaladığı başarılı tablo saygıyı hak ediyor. Bu anlamda derbideki performansı da takdire şayan.
   Türkiye’de ne kadar eleştirenler bulunsa da hak ettiği saygıyı gördüğünü düşünüyorum. Bugüne kadar hiçbir hoca veya yönetici, kendisini veya Fenerbahçe takımını haksızca eleştirmedi. Maksadını aşan yorumlarda hiç kimse bulunmadı.
   Ama Pereira derbi sonrasında futbol adına konuşulacak çok fazla konu varken, birazcık maksadını aşarak Galatasaray değerlendirmesine girdi.  Sen bu derece başarılıyken neden böyle bir polemik yaratma ihtiyacı duyarsın?
   Bunu gerçekten anlayamıyorum. Sonra bunu yorumlama hakkını kendinde neden bulursun?
   Bu yorumları yapan yerli ve başarılı bir hoca olsa; Galatasaray’a emeği geçmiş bir isim olsa, kimseye dokunmaz. Ama Fenerbahçe’nin hocası bunu yapmamalı.
   Pereira’nın böyle bir polemiğe ihtiyacı da yok. Ligdeki tablo zaten ortada. Bu tartışmalara girilmesi çok yanlış.
   Galatasaray Başkanı, Dursun Özbek bu konuda sorulan sorulara cevap vermedi. Bence, çokta iyi yaptı. Zaten doğrusu da buydu.
   Pereira’nın önündeki maçlardan birisi de deplasmanda oynayacağı Galatasaray derbisi. Yaptığı açıklamalarla uyuyan devi uyandırması, bir yönetim stratejisi olarak da çok yanlış. 
  Vitor Pereira’dan bu anlamdaki beklentilerim, böyle polemiklerden çok, Beşiktaş maçındaki gibi bir oyuna odaklanması. Bir teknik patron olarak sanırım asli görevi de bu olmalı.
     




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER FUTBOL HABERLERİ
Çok Okunan Haberler