21-07-2017 Berkay Göcekli

Evet, dün akşam Türk futbolunda garip bir olayı daha geride bıraktık. Galatasaray deplasmanda aldığı 2-0’lık Östersunds mağlubiyetin ardından yine şok bir skorla rakibiyle 1-1 berabere kaldı ve Avrupa’ya veda etti. Türk futbolunun Avrupa kupalarında öncüsü olan kulübü, ilk kez Avrupa kupalarında mücadele eden bir takıma elendi. 

 

Tudor'un tam olarak ne planladığını çözemedim. Östersunds maçları öncesinde iki hazırlık maçı yapan Galatasaray, oynadığı iki maçta sadece 3 gol atabilmişti. Oynadığı bu kulüpler 4. Lig statüsünde yer alan takımlar olmasına rağmen attığı 3 golüde penaltıdan atmıştı. Yani 120 dakikada 3 golü penaltıdan atabilen bir Galatasaray... Tudorhazırlık maçlarında bile işe yaramayan bu taktikle Östersunds deplasmanında da Galatasaray'ı sahaya çıkardı ve sarı kırmızılılar 2-0 mağlup oldu.

 

Toplamda oynanan 3 maç yani 210 dakikada 3 gol atan Cimbom'a turu geçebilmek için 90 dakikada gol yemeden atacağı 3 gol gerekliydi. Tudor'un,  golü bulabilmek için hücum yönü güçlü bir Galatasaray'ı sahaya çıkarmasını ve üç maçta yapılan taktiksel hatalardan vazgeçmesini bekledik... Ama Tudor, takımı yine tek forvetle ve deplasmandaki maçın en kötü üç ismi olan Sinan, Tolga ve Ahmet'in sahada olduğu bir 11'le maça çıktı. İlk yarıda Linnes ve Carole'ün saçma sapan isabetsiz ortalarıyla geçildi ve gol sesi çıkmadı. Gol atabilmek için sadece 45 dakika kalmıştı, ikinci yarıda da beklenen değişiklikler gelmeyince taraftarların sinirleri gerilmeye başlamıştı.Taraftarlar artık golü beklerken, golü beklenmeyen kalede Galatasaray'ın ağlarında gördük... 60. dakikada Ahmet Çalık'ın hatası sonrasında oluşan penaltıyla 1-0 geriye düştük. Geriye kalan 30 dakikada 4 gol atabilecek bir Galatasaray sahada olmayınca elenmek kaçınılmazdı. Maçta sonra Tudor'un takımın elinden geleni yaptığını söylemesiyle birlikte beyni olmadan yaşadığını tüm dünyaya kanıtlamış oldu. Galatasaray'ın kuruluş felsefesinden bihaber olan bu şahsın takımdan çabuk bir şekilde gönderilmesi Türk futbolu için en hayırlı kararlardan biri olacaktır.

 

Yerli Hoca Farkı

 

Üç büyüklerin yaşadıkları son şampiyonluklara baktığımızda yerli hocaların takımların başında olduğunu görüyoruz. Galatasaray Fatih Terim-Hamza Hamzaoğlu, Fenerbahçe Aykut Kocaman-Ersun Yanal ve Beşiktaş ise Mustafa Denizli-Şenol Güneş gibi yerli teknik adamlarla şampiyonluk kupalarına ulaştılar. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor yerli teknik direktörlerin hırsıyla şampiyonluk yarışının içinde olacaktır. Hatta bu üçlüye Abdullah Avcı yönetimindeki Başakşehir, Rıza Çalımbay Yönetimindeki Antalyaspor ve Mustafa Reşit Akçay'ın başında olduğu Konyaspor'da dahil olabilir. Ancak Galatasaray'da Türk futboluna, taraftarına ve medyasına uzak gestapo kılıklı Tudor olduğu sürece kısa ya da uzun vadeli bir başarının geleceğine inanmıyorum... Başarı için tek çare yerli hoca!

 

Berkay Göcekli




Berkay Göcekli Diğer Yazıları
Çok Okunan Haberler